Başlarken...

Blogdaki tüm yazılar ve fikirler bana aittir. Yazılanların bir kısmı gerçek, bir kısmı da gerçek olmasını istediğim şeyler olabilir ancak tümü orijinaldir ve daha önce başka yerde yayımlanmamıştır.

Neden İskele-Sancak derseniz, malum o da denizcinin solu-sağı.

26 Kasım 2008 Çarşamba

ne olacak bu fenerin hali 4

Artık ben yazmaktan usandım ama bu soruyu daha çok soracağız gibi gözüküyor. Bir yerlerde yanlışlık var ama nerede?

Geçtiğimiz sene başarılı olmuş bir takıma yapılan hatalı transferlerle gelenler ve gidenler sonucunda bulunduğumuz noktaya bakın. Amaçsızca ve panik halinde sahada dolaşan, en yakınındaki arkadaşına bile pas vermekte zorlanan, fizik kondisyonu düşük, öz güveni eksilerde bir takım.

Volkan'ı anlamak mümkün değil. Bazı pozisyonlarda donup kalıyor, gençlerin dediği gibi söylersek "kal geliyor". Konsantrasyon yok.
Emre, Josiko hazır değil, anlamsızca koşuşturuyorlar. Alex ya sakat, ya bezgin, ya da kırgın, kornerleri bile karşı taraftan taca atıyor. Ya melül melül bakan Guiza? Zaten bilinçli gol atamıyordu, artık top kalenin önünde kazaen bile ayağına çarpıp içeri girmiyor. Üzgün bakışlı bir adamdı, son zamanlarda iyice kederli bakmaya başladı. Oturt karşına bir büyük bitirirsin yüz ifadesine bakıp dertlenerek.

Aragones'e ne demeli bilmiyorum. Galatasaray galibiyetinden sonra suratına yerleştirdiği o anlamsız gülücükle dolaşıyor hala. Birileri herhalde; Galatasaray'ı yen gerisini merak etme sen, bu seyirci her şeyi unutur dediler. Geçen seneki o ruh Ziko'yla birlikte gitmiş sanki. Aragones'in takıma kattığı ruh ise bu kadar işte, çıktı çıkacak...

Önümüzde önemli Beşiktaş ve Dinamo Kiev maçları var. Zor da olsa bu maçları kazanabiliriz ama bu mevcut sorunları çözmez, sadece çözümü geciktirir.

İlk yazılarımda "hep destek, tam destek" demiştim ama nereye kadar yahu? Benim sportmenliğim de buraya kadarmış, yapılması gerekenler yapılsın artık.

Kim bilir belki de Yıldırım devrinin kapanması gerekiyor...

Hiç yorum yok: