Başlarken...

Blogdaki tüm yazılar ve fikirler bana aittir. Yazılanların bir kısmı gerçek, bir kısmı da gerçek olmasını istediğim şeyler olabilir ancak tümü orijinaldir ve daha önce başka yerde yayımlanmamıştır.

Neden İskele-Sancak derseniz, malum o da denizcinin solu-sağı.

27 Kasım 2008 Perşembe

gülümseten haberler

Geçenlerde Hakkari Yüksekova'da caddelere ilk kez trafik lambaları yerleştirilerek kullanılmaya başlanmış.

Medyaya yansıyan ilk gün görüntüleri trafiğin kilitlendiği şeklindeydi. Nedeni; insanların bir kısmı ehliyet sahibi olsalar da, yaşadıkları yerde daha önce olmadığı için trafik ışıklarındaki sarı-kırmızı-yeşil renklerin ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyor.

İlk duyulduğunda insanı gülümsetse de haberin asıl trajikomik bir tarafı var. Şu küçücük haberi; Doğu'nun geri kalmışlığı ya da bıraktırılmışlığına, insanların eğitimsizliğine, hatta daha da giderek terör sorununa dahi ilişkilendirebilirsiniz.

Bazılarınız, "Canım kışın bilmem kaç ayında kar yüzünden yolların kapandığı, insanların hastahaneye, okula dahi gidemediği kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde trafik lambalarının ne işi var?" diyebilirsiniz. Ama öyle değil... Ülkenin tamamında insanların, sürekli açık yollara, kesintisiz sağlık ve eğitim hizmetlerine, elektiriğe, temiz suya, hatta trafik lambalarına sahip olmaya hemen herkes kadar hakkı var.

Bölgelerimiz arasındaki eşitsizliği gideremediğimiz, en azından makul seviyelere çekemediğiz sürece -İmralı' da beş yıldızlı cezaevi de inşa etseniz- önemli sorunlarımızın çözümsüzlüğü devam edecektir.

Ha, büyük kentlerimizde kırmızı ışıkta geçenlere ne diyeceksin derseniz; belki biraz önce yazdıklarımla çelişecek ama, demek ki öyle kolay edinilemeyen daha başka şeylere de ihtiyacımız var. Kültür gibi, medeniyet gibi, saygı gibi...

Ne bileyim canım, her konunun çözümünü de benden beklemeyin. Gülümseten bir haberden iş nerelere geldi.

Keşke ben de çoğunluk gibi gülüp geçebilseydim böyle haberlere...

Hiç yorum yok: